Beethoven Virus 1. Bölüm

Uzun süredir sınavlarım nedeniyle ne blog ekleyebiliyorum, ne drama tanıtabiliyorum, ne de brşeyler izleyebiliyorum.. :/ Açıkçası bayram tatilini dört gözle beklemekteyim ^^'' En sonunda Beethoven Virus'ü izleyebildim, müzik aşkını anlayan mükemmel bir dramaydı ve kesinlikle beni çok etkiledi.. Ben de bu mükemmel dramanın bölüm incelemelerini sizinle paylaşmak istedim. =)

Ve Karşınızda, Beethoven Virus, Bölüm 1.



Dramamız, 1998 yılından görüntülerle açılır. Bir konsere 10 dakika kala, profesyonel de olsalar gerektiği kadar çalışmadığını idda ettiği bir orkestrayla konser vermek istemeyen bir şef gösterilir. Orkestra, Brahms'ın bir konçertosunu çalacaktır. Ancak Orkestrasının o kadar kötü olduğunu düşünmektedir ki, bir ihtimal cennete gider ve Brahms'la karşılaşırsa ona hesap veremeyeceğini düşünerek konser vermekten vazgeçmiştir. Bu şefin adı, Master Kang'dır.

Ve günümüze döneriz. Kang Gun Woo adındaki bir polis memuru, baba olacak bir arkadaşını idare etmek için üç gündür doğru dürüst uyumamış, yemek yememiş, sürekli çalışmıştır. Tam evine giderken, son anda yine bir işi çıkar. Dar bir yoldaki bir kaza görevine gönderilir. Göreve gittiğinde sürekli suçlunun kim olduğunu tartışan iki kişiyle uğraşmak zorunda kalır. Bu bir süre sorun olmaz ama hamile bir kadının aniden doğum sancısı gelmesi üzerine birinin arabasını çekmesi gerekmektedir. Kang Gun Woo onlara arabalarını çekmelerini söyler ancak iki adamda suçlu durumuna düşeceklerini düşünerek çekmeyi reddeder. Buharlaştırıcı güneşten, bağrışmalardan, acı çeken bir kadının seslerinden bunalan Kang Gun Woo, en sonunda arkadaki arabaya biner ve arabayı öndekini de ittirerek yolu açacak biçimde ileri sürer. İki arabadaki zarar da son derece artmıştır, araç sahipleri çok sinirlenmiştir. Kang Gun Woo çalıştığı departmanı ve adını söyler, kendisini aramalarını talep eder. Şimdi tek isteği evine gidip trompetini çalmaktır.

Du Ru Mi, kişiliğine tamamen ters düşmesine rağmen bir devlet dairesinde memur olarak çalışmaktadır. Ancak kendisi tam bir klasik müzik aşığıdır, çok küçük yaştan beri keman çalmaktadır. Neredeyse hergün, işinden istifa etmek, kendisini ve müziğini sarhoş eğlencesi olarak gören iş arkadaşlarına ağızlarının payını vermek istemektedir, ancak paraya ihtiyacı vardır ve keman sevgisini şimdiye kadar profesyonel de olsa hobiden ileri götürememiştir. Ancak bir gün, eski bir okul arkadaşının müzikal açıdan çok iyi bir yere geldiğini görür ve bu ona daha fazla kendini tutmak istemediğini farkettirir. O sıralarda da iş yerinde Kültürel Bölge projesi için çalışanların fikirleri alınmaktadır. Du Ru Mi, yaşadığı yer olan Suk Ran'ı bir müzik kapitali haline getirmek için ilk adımı atacağı bir projeden bahseder; bir orkestra kurarak Suk Ran'da konserler düzenlemek.

Ru Mi'nin talebi kabul edilir ve şehirde orkestra vermesi için kendisine gereken çalışma alanı, gereken çalışanlar, gereken para verilir. Herşey çok güzel gitmektedir.. Ancak, orkestra şefi olarak belirlenen kişinin bir dolandırıcı olduğu ortaya çıkar, orkestranın bütün parası boşa gitmiştir. Bunu gören ve diğer enstürmancılara haber veren Durumi onları kalmaya ve maddi destek almadan çalmaya ikna etmeye çalışır. Ancak kimse buna yanaşmaz.. Durumi ne kadar ağlasa, yalvarsa yakarsa boştur. Üstelik bütün olanlar onun suçudur. Orkestra şefini o ayarlamıştır, parayı o kaptırmıştır. Ne yapacağını bilememektedir, intihar etmeyi bile düşünmektedir. 3 milyar won kaptıran Durumi'nin önünde iki seçenek vardır; ya bir yerden 3 milyar won bulup tüm herşeyi düzeltecek, ya da hiç harcama yapmadan yoktan bir orkestra varedecektir.

Telefonu çaldığında banyodan çıkıp kimin aradığına bakar, gördüğünde ise kaçabilmek için telefonu atmak ister... Ancak atarak hiçbir şeyi çözemeyeceğini o da biliyordur ve sesine mutlu, kendine güvenen bir ton katarak telefona cevap verir. Arayan belediye başkanıdır, ona orkestra çalışmalarının nasıl gittiğini sorar. Durumi'nin o an için herşeyin kusursuz olduğunu söylemekten başka çaresi yoktur. Belediye başkanı, Suk Ran'ın gerçekten bir müzik kapitali olabileceğini, bunun Durumi'nin ellerinde olduğunu, ölüm kalım meselesi olduğunu, ve hatta hiçbir hataya izin verilmeyeceğini söyler. Bunları duymak Durumi'yi vazgeçmemeye yönlendirir. Tek ihtiyacı olan gerçekten müzik yapmak isteyen müzisyenler bulmaktır. İlan bastırır ve asabildiği her yere asar.

Daha sonra, bir kız sokağını temizlerken bu ilanı görür. Ancak para vermeyiş oluşlarını cebe para atmak niyetiyle olduğunu düşünür. Sokağı temizlerken yanına yaşlı bir adam gelir, ona elindeki sütün neli olduğunu sorar. Kız sütün çilekli olduğunu söyler. Bunu duyan adam adeta dehşete düşer, hayatı boyunca her sabah bir paket sade süt içmiştir. Kendisine süt getiren adamın da çok güvenilir olduğunu söylemektedir. Kız ne kadar güvenilir olursa olsun herkesin hata yapabileceğini söyler ama adam ona bağırıp çağırır. Sonra elindeki sütü yere atar ve üzerine basarak patlatır. Kırmızı olduğunu görür ve kendi kendine "bu dünya nereye gidiyor?" diye sormaya başlar. Aynı gün, Durumi'nin ev sahibi, kızına çorabını bulmasına yardım ederken çamaşır makinasına bakar ve orada bir ilanla karşılaşır. Bu Durumi'nin hazırladığı konser ilandan başka birşey değildir. Bu üç kişi, gelecekte aynı orkestrada çalacaktır...

Aynı günün gecesi, Durumi bir arkadaşına içini dökerken, bir yerden bir trompet sesi gelir. Çalan herkimse gerçekten çok güzel çalmaktadır, Durumi sokağa çıkıp kim olduğunu öğrenmeye çalışır. Ev sahibine sorduğu zaman onun polis yiğeni olduğunu söyler. Karşıki evde yaşamaktadır ve bu ev bir polis için gerçekten çok büyüktür. Ancak ev sahibi Durumi'ye burda kalmasının sebebinin işinden uzaklaştırılması ve onun da bu eve bakıcılık ediyor olduğunu söyler. İki aylığına işten uzaklaştırıldığını öğrenen Durumi'nin gözleri parlar, onu orkestrasına eklemek için sabırsızlanmaktadır. Hemen gidip kapısını çalar, onu trompet için rahatsız ettiğini söyler. Ancak adam ona bir daha bu kadar geç çalmayacağını söyler ve Durumiyi dinlemez bile. Bu kişi elbet iyi yürekli polis memuru Gun Woo'dan başkası değildir. Ancak ev sahibinin söylediğine göre Gun Woo performans sergilemekten hoşlanmamaktadır. Onu orkestraya katılmanın tek yolu altın kalbini kullanıp onu gerçekten yardıma ihtiyaçları olduğuna inandırmaktır.

Bunun üzerine Durumi bir plan yapar. Onun bindiği metronun aynısına biner ve bastırdığı birkaç kağıdı metrodakilere dağıtır. Kağıdın üzerinde şunlar yazmaktadır; "Ben Durumi, bir halk orkestrasında hayırseverlerin yardımıyla çalıyorum. Ancak paramız olmadığı için trompetçimiz bizi terketti, şimdi ihtiyacımız olan şey para ve bir trompetçi. Üstelik kulaklarımın durumu hergün daha da kötüye gidiyor, bu büyük ihtimalle son konserim olacak ve iptal etmemiz herkes açısından çok üzücü bir olay olur. Lütfen yardımlarınızı esirgemeyin." Bunu okuyan Gun Woo onların haline gerçekten çok üzülür ve sağır taklidi yapan Durumi'ye, kendisinin öğrenmesi sorun olmazsa bir kereliğine orkestralarında çalabileceğini söyler. Ancak Durumi tam onu ikna edecekken telefonu çalar, arayan şefleridir ve Durumi ani bir hareketle telefonu açar. Onun numara yaptığını anlayan Gun Woo, çok sinirlenir ve büyük bir hışımla oradan gider. Telefonda şef, bir sonraki haftaya orkestra çalışmalarını belediye başkanının izleyeceğini söyler. Bunu duyan Durumi, aniden aranan bütün profesyonel müzisyenler ilanlarını amatöre dönüştürür..

Birkaç amatör sanatçı gelmiştir ancak Durumi'nin hala müzisyen açığı vardır. Trompet çalmaya ikna etmek için Gun Woo'nun yanına gider. Ona orkestraya girmesi için adeta yalvarır ancak Gun Woo istemediğini, klasik müzikten nefret ettiğini söyler. Bunun üzerine Durumi arkadaşı Sunbae'yi arar, ondan orkestrada çalması ve çalacak başkalarını bulması için yardım ister. Sunbae de bunun için ona söz verir, o da birkaç kişiyi haberdar eder.

Sonunda Cumartesi günü gelip çatar.. Seçmelerin vakti gelmiştir. İlk gelen Durumi'nin ev sahibidir. İyi çaldığını ancak evlenirken enstürmanını sattığını söyler. Durumi de ona bir enstürman alır almaz aralarına katılabileceğini anlatır. Daha sonraki aday birazcık ilginç bir kişiliğe sahip bir trompetçidir. Küçük dağları kendisinin yarattığı havalarındaki bu adam, Haydn'ın String Konçertosu'nun birinci bölümünü çalacağını söyler, ancak dördüncü bölümü çalar. Durumiyi biraz zorlayacak gibidir. Diğer aday, süt içen adamdır. Mükemmel bir fülütçüdür, ancak Durumi'ye sağlıksal durumundan pek bahsetmez. Ancak o kadar iyi çalmaktadır ki, Durumi'nin pek de umrunda değildir zaten, adamı hemen kadroya dahil ederler. Daha sonra ilanları yırtan kadın gelir ve masrafları karşılamaları karşılığında orkestrada yer alacağını söyler. Durumi kabuleder. Ancak ödemeyi konserden sonra yapacaklarını söyler. Daha sonra seçmelere beraber katılan iki kişi gelir. Bu iki kişi elektronik keman çalmaktadırlar ve normal enstürmana geri dönebilmek için bu orkestraya katılmak istemektedirler. Gerçekten çok başarılıdırlar ve hemen kadroya dahil edilirler.

Bütün orkestra toplanmıştır. Artık tek eksik üç trompetçi ve bir orkestra şefidir. Daha ilk provadaysa, Sunbea ve birinin arasında kavga çıkar. Üstüne bir de haftaya belediye başkanının geleceğini hatırlayan Durumi, artık daha aktif olmaya karar verir.

İzin almadan birden bire Gun Woo'nun evine girer. Bunu gören Gun Woo inanılmaz derecede şaşırır ve onu evden kovar, ancak Durumi çıkmamaktadır. Onu vurmakla tehdit etse bile nafiledir, ancak sürekli klasik müzikten nefret ettiğini söyler durur. Durumi ona neden nefret ettiğini sorar, eğer sebebi makul gelirse onu rahat bırakacaktır. Gun Woo da çaresizce ona anlatır... Gun Woo başlarda çok fazla ingilizce terim olmasından şikayet eder (ki terimler ingilizce değil italyancadır XD ), sonra sanki kokteyle gider gibi giyinme zorunluluğundan bıkkınlığını gösterir, daha sonraysa, nefret etmesinin asıl sebebinden bahseder.. 1998 yılına tekrar döneriz, bu sırada orkestra şefi sahneye dönüp dönmemek konusunda üç dakika düşünmek ister. O düşünürken, ev ödevi olduğunu söyleyen küçün Gun Woo gelir. Ona klasik müzikle ilgili bir soru sorar. Şef bu konuda çocuğun ne düşündüğünü öğrenmek ister. Çocuk etrafındakilerden çok utanmaktadır ve aniden diğer soruya geçer. Bunun üzerine şef çok sinirlenir, ona bir temiz ayar çeker. Çok utanan Gun Woo ondan özür diler ancak şef için bu da yeterli değildir. Daha çok sinirlenir. Bu sinirle gidip orkestraya şeflik yapma kararı alır. Bu adama gerçekten çok kızan Durumi böyle bir insanın nasıl olacağını düşünürken Gun Woo onun da bu adama çok benzediğini, sadece kendisini düşündüğünü söyler. Bu lafların üzerine çok üzülen Durumi, dolandırılması yüzünden işten atılması ihtimalinin çok düşük olduğunu, kovulsa bile özel ders vererek para kazanabileceğini, asıl istediğinin aslında sahnede çalmak olduğunu söyleyip oradan gider.

Bunların üzerine Durumi, trompetçi bulmak için bir profesyonelle anlaşır. Profesyonel trompetçi ona amatörlere rehberlik edeceği için 1,500,000 won istediğini söyler, bir arkadaşını da getirecektir ama ona da 2,000,000 won istemektedir. Toplam 3,500,000 won ödemek zorunda kalan Durumi mecbur kabul eder.

Başkanın geleceği prova günü trompetçiyi beklerken, profesyonelden önce Gun Woo gelir. Onlara yardımcı olmak istediğini söyler. Durumi çok şaşırmıştır ancak ona hemen 3. bölümü verir. Profesyonelin de gelmesiyle prova başlayacaktır. Ancak herkes başlamışken profesyonelin telefonu çalar ve adam sanki hiçbir şey olmamışçasına ilginç bir havaya kapılarak telefona cevap verir, herkes çalışırken o gülmektedir. Normalde 1. ve en zor olan bölümü çalmalıdır ancak herkes çalarken o telefonda arkadaşıyla konuşuyordur. Herkes bu durumdan rahatsız olur ancak adam hiç oralı olmaz. Bunu farkeden Gun Woo, adama çok sinirlenir ve birden 1. bölümü bir profesyonel gibi çalmaya başlar. Herkes şok olmuştur ama kimse durumdan rahatsız değildir. Bunu görüp sinirlenen profesyonel telefonunu kapatır ve onlarla çalmak istediğini söyler, ama kimse onu sallamaz. XD Bunun üzerine adam sinirlenip gider ancak herkes huzur içinde parçalarını çalmaktadır.

Başkan çalışmayı dinlediğinde gerçekten memnun kalmıştır. Durumiyle konuşurken konu şeften açılır. Başkan şefin niçin hnüz gelmediğini sorar, Durumiyse onun Avrupada olduğunu ve bügün döneceğini söyler. Başkan bu kişinin adını sorduğunda, Master Kang diye de bilinen Maestero Kang Gun Woo cevabını alır. Bu soru, iki kişiyi şok eder.. Bizim süt içen amca birden onun ününden bahsetmeye başlar. Yine 1998 yılındaki konserde, Master Kang şefliğini yaparken, cumhurbaşkanı ve eşi onu dinlemektedir. Orkestrası o zamanlarda Kore'nin en iyi 5 orkestrasının içinde olmasına rağmen o hiç tatmin olmaz, konserin ortasında sanatçılara saygısızlık yaptığını düşünerek konseri yarıda bırakır. Çok katı ve standartları yüksek olan bu adam, çok ünlü kişilerin dinlediği konserde, dinleyicilere bir klasik müzik CDsi alıp banyoda dinlemelerini ve bu konserde paslanan kulaklarını temizlemelerini söyler. Üsttekilerin onu kovmasına karşın onun istifa etmiş gibi davrandığını söyleyen sütçü amca, onu Orkestra Katili olarak isimlendirdiklerini de anlatır. Herkes gerçekten heyecan içindeyken, Gun Woo, Ru Mi'ye bir şey söyler. "Klasik müzik bir boşluktur. Bu adam, o adam." Bunun üzerine çağırdığı kişinin Gun Woo'yu müzikten soğutan kişi olduğunu öğrenen Durumi, şok olur. Ancak bu saatten sonra hiçbir faydası elbet olmayacaktır.

Kameralarımız hava alanına gider, gözünde güneş gözlükleri, yanında köpeğiyle, çok yetenekli, bir o kadar disiplinli Master Kang, 10 yıl sonra Kore'ye, konser vermeye dönmüştür..



2. Bölümde Görüşmek Üzere.. ^^
rei~